1999 yılında dayı oğlunun düğünü için Kocaeline gittik. Ağustos ayı hava o kadar sıcakki. Donun Kıçına Yapışır.Neyse Düğün oldu bitti. Genç çiftleri evlerine gönderdikten sonra dayımlarla balkonda oturup Sohbete başladık. Laf lafı açtı Sohbet uzadı. Dayım şeker hastasıdır, sıkışmış. Ev kalabalık olduğu için tuvalete gidemedi belkide üşendi bilemiyorum. Benden yerde duran boş kola kutusunu istedi. Çaktırmadan içine işedikten sonra kutuyu balkondan aşağıda çöp torbalarının bulunduğu yere doğru fırlattı. Tesadüf bu ya kutu hiç devrilmeden çöplerin yanına kaldırımın üstüne dik olarak düştü. Gecenin ilerleyen saatlerinde çöpleri karıştıran bir adam kola kutusunu fark etti. Önce eline aldı kutuyu kulağına yaklaştırıp salladı. İçinin dolu olduğunu anlayınca kutuyu kafasına dikmesiyle püskürmesi bir oldu. Biz balkonunun içinde katıla katıla gülerken adam kendi kendine söyleniyordu. Dayımın herhangi bir kimseye şaka yapmak gibi veya zarar vermek gibi bir düşüncesi olmamıştı. Ama olay bir anda şaka gibi olmuştu. Şimdi nezaman çöpleri karıştıran birini görsem aklıma hep o adam gelir ve buruk bir gülümseme kaplar yüzümü.Bazen diyorumki keşke hiç öyle olmasaydı. Ama n bileyim o adamın gidipte onu içeceğini. Yani buda ߀nim anılarımdan biri..