Caddenin kenarındaki boş arsanın birinde eski bir taksi duruyordu. Plakası sökülmüş, boyası dökülmüş, direksiyonu küflenmiş, koltukları deşilmiş. Caddeden gelip geçenlerden bazıları bu arabayı görüp dalgasını geçerdi. “ Şu araba yepyeni alsana.” “ Bedavaya verseler almam. “ Hey gidi günler hey! Yıllar önce acenteydı. Fabrikadan yeni çıkmıştı. Bir oto galerisine getirildi ama çok beklemedi. Hemen ertesi gün rallici bir genç tar afından satın alındı. Rallici gençti ama ustaydı. Bileği direksiyona, ayağı gaz pedalına tam uyum sağlamıştı. Arabanın bazı yerlerinde değişiklikler yaptı, bir de modifiye yaptırdı ki arabaya, görenlerin ağzı açık kaldı. Gökkuşağının yedi rengi hakimdi arabanın dış görünümüne. Rallici genç bir süre antrenman yaptı arabasıyla yolda, dağda, bayırda. Arkadaşlarına iyi bu araba, güzel iş yapacağım bu arabayla diyordu. O şehirdeki orta çapta bir yarışa girdi rallici genç ve sonuç zafer. Birinciliğin peşinden bir şirket sponsorluğu üstüne aldı, bütün masrafları karşılayacaktı. Şirket arabanın çeşitli yerlerine reklam yazıları yazdırdı. Aksesuarlar yenilendi. Lastikler değişti. Motorun gücü büyük yarışlar için yeterli değildi. Motor da değişti ama araba yine bizim araba. Rallici genç bu arabayla o ülkede pek çok yarış kazandı. Uluslar arası yarışlara girmek için kolları sıvarken şirket ona dış ülkeden bir araba getirdi ve şart koştu: Artık yeni arabayla yarışacaktı. Rallici genç gözyaşları içinde bizim arabayı evin garajına çekti ve yeni arabasıyla yurtdışına gitti. Birliktelikleri sadece fotoğraflarda asılı kalacaktı. Aylar sonra gencin ailesi bizim arabayı sattı. Araba garajda dura dura küflenecekti. Satın alan da ralliciydi ama zevk için yarışa giriyordu. Bizim araba zor durumdaydı. Aylardır garajda kapalı kalmıştı. Bırak yarışı bir kez olsun yollarda tur atmamıştı. İyi bir bakım devresi ve kısa bir antrenman sürecinden sonra girdiği ilk yarışını zor da olsa bitirdi. 25 arabadan yarışı tamamlayan 14 araba vardı ve bizim araba 12. oldu. Yarışı tamamlamayı başaran arabasını bol bol öptü sürücüsü. Daha sonra pek çok yarışa giren ve hiç yolda kalmayan bizim araba birkaç şehrin bir araya gelmesiyle oluşan bir bölge yarışını 3. olarak tamamlayınca her tarafı çiçeklerle süslendi. Aradan zaman geçiyor, modeller değişiyor, çekişi kuvvetli arabalar piyasaya çıkıyor ve yarışlara giriyordu. Bu etkilemedi bizim arabayı da, sürücüsü mimardı ve bir baraj yapımı için görevlendirilince ibre tersine dönmeye başladı. Yaşam kalitesi hızla düştü. Önce bir seyyar gömlekçiye satıldı. Birkaç yıl sonra da bu caddenin kenarındaki arsaya atıldı.