İnsanı konuşan bir hayvan bilir,
O nu hep keyif sahasında arardım.
Sanırdım güzellik sadece dış fiziktir,
Şekli şemalından hikmet sorardım.
Kafa bu...çağdaş zihniyet,
Güzel olmak adına nice cinnet!
Oysa her geçen zaman sünger gibi,
Siliyor o bakımlı çehreyi,
Gül bedenler zamanla oluyor turap,
Bir canlının doğması ne hikmet Yarap?
Rahmet ışığı cem ediyor dört unsuru,
Isı, toprak,hava ve bir katre suyu.
Hikmet leğeniyle karıştırıp hamuru,
Böylece başlıyor nesillerin zuhuru.
Yogurdukça değişiyor hamurun rengi ve şekli,
Nebadatlar insana ekmek,hayvana da olur yemi.
Bir garip kuvvet,daima emreder iştihayı,
Zapt edip yutar,hazmeder o gıdayı.
Öyle bir degirmen ki,
Latif i kesif ten ayırır sonra,
Artığı def eyler bağırsak yoluyla.
Yaklaşık dört saat sürer bu hazım,
Sonra latifi ciğerlere vermek lazım.
Bu nasıl bir fabrika?hanği üstün teknik?
Dörde ayırıyor kesifi temizlik de varsa eksik.
Bevil olurken bir kısmı böbrekte,
Nasıl da dönüşür en güçlü zehire?
Safra olur azıcık girerse şayet öt e.
Dalakda dönüşürmüş garip sevdaya,
Akciğere ulaşısa gül sinede balgama.
Bu gizemli seyahat da dört saat,
İkinci turdan sonra kanın akışı rahat.
Heyacanlı bir maraton başlar damarlarda,
Dolaşıp dönecek kalbe muayyen zamanda,
Büyük dalışım diyorlar tıb ta buna.
Bir de var ki,kalp ile akciğer arası,
Şayet varsa birazcık kanın pisi karası,
Mesele halledilir küçük dolaşım arası.
Hamurun serüveni bitmedi burada,
Üçüncü etap yarışı var şimdi sırada.
Hala kesif kalmış,acaba ne yapsak?
Burunda akan sümük,gözlerde çapak,
Kulakda kir, el ve ayakta tırnak,
Birazı ter,bir miktarıda vucut kılı,
Olmasın yara,cerahat ve nahoş akıntı,
En latif kan için bu hazım da lazımdı.
Kuru toprak öyle temiz hale döndü,
Bir zerre idi bilinmeze büründü,
Her cüz ü ayrılıp sayısız damarlara,
Şimdi sıra geldi körleri uyarmaya!
Ayrı bir renk verir uğradığı her uzva,
Başlarken taze heyecanla dördüncü tura.
Ne hikmettir? talimatları hükmeder kana,
Bunca heyecanlı yolculuğu kim öğretti damara?
Beden de yağ ve et,parlatır kuru teni,
En latif öz, erkeğin sülbünde olur meni!
Kadınların güvsüne çekilip olurken süt,
Bu ne garip nesne?,çok leziz madde.
Gıda nın hülasası nihayet bir nütfe!
Cima yolu ile zemin bulurmuş ana rahminde.
Heyecanlı yarış asıl şimdi başlıyor,
Acayip mekanizma, doğrusu aklım şaşıyor
Üç yüz milyon içinde ancak birisi,
Altı saatte hedefe varırken,elenir gerisi.
Erkek ve dişi yumurta hücreleri birleşip,
Çoğalıp,hem de büyüyecek kırk gün sonra,
Bu sahneler yıllar önce bahsedildi Kur anda,
Pıhtılaşmış kan oldu tuhaf,ismi Alaka!
Bir uzuy aracı misali, hiç şaşmadan hedefe,
Akıllı sperm nasıl da kavuşur ovum denilen şeye?
Henüz parmak ucu kadar,uzuvlar belli,
Kaderi yazılır,takdir edilir cinsiyeti.
Efendiler, modern ilimde buna zigot adı verilir,
Altmış trilyon hücreye işte bu çekirdekten gelinir.
Öyle de zigot bu kadar aklı nerden alıyor?
Cüssesine bakmadan büyük işlere dalıyor!
Bir damlacık kan şimdi oldu mudğa!
Şekiller bariz olur ****en gün sonra.
Sekiz santim boy,otuz gram cüsse,
Üç aylık iken kazara rahimden düşse.
Ey kibir taşıyan Adem oğlu:
İyi öğren kendi oluş hikayeni,
Kan emerdin rahimde, bilmezdin memeyi.
Sonra nasıl da öğrenirsin nimet seçmeyi?
Henüz elin ayağın yok,karşılanır ihtiyacın,
Ağzında takat yok,ğöbek kordonu ilacın.
Sanma ,tesadüfen oluyor bütün bunlar,
Ancak akıl sahipleri sırrı anlar!..
Cenin durur sıvı dolu kese içinde,
Üç kat zarla çevrili,karanlık biçimde,
Isı daima aynıdır, hem yaz hem de kış gününde,
Altıncı ayda şekil alır bin bir Hikmet içinde.
Kudret elidir,talim ettirir yavruya,
Ana rahminde her gün idman yaptıra,
Eli hep ağzında başka refleks bilmez,
Süttür gıdası,henüz yemek yiyemez.
Nihayet dokuz ay oldu gün yakın,
Baş eğik,kol ve bacaklar kıvrılmış bakın!
Küçük mahluk,büyük vazifenin namzeti,
Kul olmak!... işte budur en büyük kabiliyeti.
Hülasa şunu bil:
Toprağın milyarda biri olur bize bitki,
Ekseriyyeti hayvan yemidir,ancak ekmektir birisi.
Gıdaların da ancak binde biri erkekde meni olur,
Bir katre meniden rahme ulaşır birisi!
Bunlardan sadece birinden olur çocuk,
Yaşarken en şanslı biri,ölür gerisi.
Akıl baliğ olmak elinde mi senin?
Çok akıllı görürsün ancak birisi mü’ min!
Sayısız mü’ min den doğar bir tek alim,
Alimlerden ise hakikate erer birisi,
Arif i billah olurmuş bunların en yücesi,
Ariflerin de binde birinde kemal mertebesi!
Böylece kişiye lazım kendini bilmesi,
Neyi değiştirir kavmiyle övünmesi?
Aslın bir damla kan,övünmek kimin felsefesi?
Oysa bitmedi burada toprağın hikayesi,
Asıl Hikmet baki olan ruhun üflenmesi,
Ruh; yüksek makamdan gelir,Alem i ulvide,
Var edilmiş evvelde,kaybolmaz mazide!...