Çalışşan elektrik süpürgesinin ugultusunda kaybolmamak için direnen telefon sesi, ısrarcılıgıyla, İpek’in arayanın kim oldugu hakkında tahmin yürütmesini kolaylaşştırıyordu.. Telefonu açar açmaz gelen o tanıdık sesse tahminleri dogruluyordu.. Banu sen misin?’ diyebildi ancak saklayamadıgı bir heyecanla.. "Evet benim.. Yine seni şşaşşırttım galiba..’ İpek, Banu’nun bunu soyledikten sonra dudagının sol ucuyla gülümsedigini gorür gibi oldu.. Onu çok iyi tanıyordu.. Banu ne yaparsa yapsın şşaşşırmaması gerektigini bildigi halde her seferinde hazırlıksız yakalanıyor, beklenmedik durumlarla karşşılaşştıgı zamanlarda oldugu gibi heyecanı yerini korkuya bırakıyordu.. Aynı anda susup aynı anda konuşştular.. Banu "nasılsın’ derken İpek de aynı anda numarasını nerden buldugunu sormuşştu.. İkisi de cevapsız kaldı.. Banu, İpek’ten evinin adresini isteyip onu gormek için ziyaret edecegini soyledi.. Bunları onceden hazırlamışş, yazdıgı kâgıttan okuyor gibiydi.. İpek de tüp siparişşi veriyormuşş gibi dondurulmuşş bir ses tonuyla adresi verip iyi günler diledi.. İkisinin de bu donuk ve kontrolcü ses tonlarıyla konuşşmasının sebebi, bulundukları yerden uzaklaşşmayıp birbirlerinden sonra kurdukları yeni hayatlarını aslında hiç sevmediklerini ve tatmin olmadıklarını belli etmemek istemeleriydi.. Bunu bir dakika süren bir telefon gorüşşmesinde saglamak mümkün olabilirdi fakat ikisi de yarın gorüşşeceklerini hatırlayınca unutuldugunu sandıkları geçmişşin ve o geçmişşe duyulan ozlemin, yarınlarını etkilemeyecegini dair inançlarını sarsıyordu.. İpek yarım kalan temizligine devam etmedi.. Kendisine sade bir kahve hazırlayıp o çok sevdigi tek kişşilik koltuga oturdu.. Kafası bir anda karmakarışşık oldugu için gozlerini bir yerde odaklayamıyor, aynı şşeyi otuz saniye düşşünemiyordu.. İçindeki sesten biri, keşşke beni aramasaydı derken diger ses mutlu, iyi ki aradı diyordu.. Neden ayrıldıklarını hatırladı sonra.. İpek sadece kadınlardan degil erkeklerden de hoşşlanıyordu.. Metroda gozlerini bir erkegin üzerinden alamadıgı için kavga etmişşler, İpek erkeklerden de hoşşlandıgını soyleyince Banu buna dayanamamışş, ayrılmışşlardı.. Oysa Banu’yla sevişşirken aklına başşka hiçbir şşey gelmiyor, adeta tenine tapıyordu.. Vücudunda gezinen dudaklarını dünyanın en yakışşıklı erkegine bile degişşmezdi.. şşimdi birden Banu’yu nasıl da ozledigini, onunla eskiden oldugu gibi saatlerce sevişşmek istedigini fark etti.. Korktu hissettiklerinden.. Çünkü üzerlerinden geçen birkaç yıl çok şşeyi degişştirmişşti.. İpek, üniversiteyi bitirdikten sonra girdigi ilk işş yerinin müdürüyle çıkmaya başşlamışş, çok geçmeden de aldıgı evlenme teklifine evet cevabını vermişşti.. Neyi, neden yaptıgını bilmiyordu.. Ama evlenmesinin tek amacı bir çocuk sahibi olmaktı.. Bunu evlenmeden de yapabilecegini düşşünmek bile istemiyordu.. Banu’yu ve Banu’yla yaşşadıgı her şşeyi unutmak istese de bunu da başşaramıyordu.. Peki, yarın ne olacaktı? Banu gelecek, elini tutacak belki bir fırsatını bulup opecekti onu.. İpekse ona karşşı koyamayacak, gelecege dair yaptıgı onca plan birden kaybolup gidecekti.. Tutkuları karşşısında bu kadar zayıf düşşmesi canını sıkıyordu İpek’in ve içten içe de biliyordu ki tenleri tekrar buluşştugu an yine o hiçbir şşey düşşünemeyen âşşık kıza donüşşecekti.. Ama o artık tutkularıyla degil mantıgıyla yaşşamak istiyordu Banu’nun aksine.. Telefondaki konuşşmalarını bir kez daha gozden geçirdi.. Hiç itiraz etmeden, bir tek sorun bile sormadan yeni taşşındıgı evin adresini vermişş, Banu’ya ve tutkularına direnmeden teslim olmuşştu.. Belki dogru olan bu diye düşşündü bir an.. "Tutkularımın peşşinden gitmezsem neyle, nasıl mutlu olacagım? Para, eşş, işş, çocuk, kariyer derken kendi hayatımda kendime ait bir şşey olmayacak mı?’ Her zaman yaptıgı gibi yine kaçtı kendinden.. Bu soylediklerine inanmak istemiyordu.. Bu dünyanın kuralları vardı ve o bu kurallara gore yaşşamalıydı.. Çantasını alıp çıktı evden.. Birkaç gün annesinde kalıp evden uzaklaşşması gerektigini düşşündü.. Banu gelecek, onu bulamayınca vazgeçecekti.. En iyisi buydu.. Tutkuları onu ele geçirmeden kaçmak istiyordu bu evden.. Kapıyı kilitlerken gozlerini kapayıp son kez düşşündü.. Banu onu çilek kokan dudaklarıyla bir kere, bir kere bile opse aklı uçup gidecek, bildigi dogrular yalana donecekti.. Hayır, İpek buna hazır degildi.. Ona o an biri, apartmanın oldugu sokagın koşşesindeki manavın onünden geçerken işştah kabartıcı güzellikteki çilek ve kirazların kokusunu içine çekip eve geri donecegini, yarın için birkaç küçük hazırlık yapıp, Banu’nun gelecegi saate kadar geri sayım yapacagını soyleseydi ona asla inanmazdı..