bir gün gözlerimi açtığımda sen yoktun. uyku sersemi olmalıyım ki; döneceğini düşündüm o an. sonra aklıma geldi beni 24 saat önce terkedişin... her şeyin bir sebebi vardı da bu ayrılığın bir sebebi yoktu. sonra evi toplamaya başladım, yani umursamadım gidişini... senin için kendimi feda etmemi dahi unutmuştum. vicdanım rahattı, ne dua ediyordum, ne beddua... yani bunun bir oyun olduğunu düşünerek sıranın sende olduğunu ve dönüşünü bekliyordum. sıra sendeydi, benim suçum yoktu ve sevgilim sen gelmedin. sıranı mı unuttun? İçimden bir şey kopmuştu sen giderken! ama öyle bir acı vardı ki; o hep benimle... artık aynaya da bakmıyorum, türkü de dinlemiyorum, alışık değilim bir başıma hüzünlenmeye, ağlamaya bile! gökyüzünde güneş var bugün, fakat bir benim üstümde kara bulutlar, ağlıyorlar... hep korkmuşumdur ihtiras sahibi olmaktan olandan da yazık sen de çıktın onlardan... bazen hayata direniyorum. mesela o gün güneş bir başka doğuyor. gözlerim ağlamıyor, saçlarımı topluyorum ve gözlerim bir başka gülüyor. fakat her zaman değil! sonra duyduğum bir türkü yüreğimi ağlatıyor gözlerimi ağlatmasa da... ah sevgili! gözlerim yorgun, içim ezik... her kafadan bir ses çıkıyor. akşama şunu yapalım, hafta sonu şuraya gidelim. eskiden bunlar benim her şeyimdi... oysa şimdi! düşünsene bunları bile almışsın elimden.....