Mohaç Muharebesi veya Mohaç Meydan Muharebesi Macarca: Mohácsi csata, 29 Ağustos 1526da, Osmanlı Devleti ve Macaristan Krallığı orduları arasında meydana gelen ve Macaristanın büyük bölümünün Osmanlı hakimiyetine girmesiyle sonuçlanan savaştır. Savaş, sayıca üstün Osmanlı ordusunun hafif süvarileri 60.000, o zamana kadar Avrupalıların karşılaşmadıkları 300 seyyar top ve etkin tüfek kullanımı sayesinde, Macar ordusunun esas gücü olan ağır süvarilerini kısa sürede kaybetmelerini takiben, ağır bir Macar yenilgisi ile sonuçlanmış,Osmanlılar Macarları "Ezip Geçmiş"ti. Savaş iki saat kadar sürmüştür. Dünyanın en kısa süren meydan muharebesi olduğu söylenmektedir.Savaş, Habsburglarla yakınlaşan Macaristanı, kendisine yönelik tehdit olarak gören Osmanlı Devleti in, bu konudaki endişelerini giderecek taleplerini içeren anlaşma girişimlerinin sonuçsuz kalması üzerine, askeri güç kullanma kararı almasının sonucudur. Osmanlı Devleti Rumeliye geçtikten sonra 1353 Macarlar, Katolik dünyasının öncüsü olarak, Osmanlıların karşısına çıktılar; fakat yapılan çatışmalarda yenilgiye uğradılar. Özellikle, iki defa kuşatıldığı halde 1440 ve 1456 alınamayan Belgradın Osmanlı Devleti tarafından ele geçirilmesi 1521, Macarlara büyük bir darbe oldu, fakat Macar krallığının gücünü kırmadı. Belgradın alınmasından sonra da Macaristan ve Osmanlı Devleti arasında savaşlar devam etti. Sınır beylerinden Yahyapaşaoğlu Bâli Bey, Kanuni Sultan Süleymana Drava ve Sava ırmakları arasındaki Macar topraklarının alınmasını teklif etti. Kanuni in Macar seferine karar vermesine, Kutsal Roma-Germen imparatoru V. Karl ile Fransa kralı I. François Fransuva arasındaki rekabet sebep oldu. I. François ın Paviada V. Karla yenilerek esir düşmesi üzerine, François ın annesi Louise de Savoie, Chancelier Dupartın etkisiyle, İstanbula elçi göndererek Kanuniden, oğlunun kurtarılması için yardım istedi. Kanuni, V. Karlın gücünü kırmak için bu yardım teklifini olumlu karşıladı; Osmanlılara karşı Eflak ve Boğdan Voyvodalıklarıyla ile anlaşan Macarlara savaş açmaya karar verdi.Kanuni Sultan Süleyman, 10 Mart 1526da Rumeli kumandanlarına, Anadolu Beylerbeyi Behram Paşaya, Bosna Beylerbeyi e ve Kırım Hanı a sefere hazırlanmaları için emir verdi. Sefere Kapıkulu Askerleri, Şam ve Mısır askerleri de katıldı. Kanuni 23 Nisan 1526da 100.000 kişilik ordu ve 300 top ile sefere çıktı. Rumeli beylerinin kuvvetleri de bu orduya katıldı. Yolda Petervaradin, Ujlak, Eszek kaleleri fethedildi. Eszek kalesinde, seferin hedefinin Budin olduğu orduya bildirildi. Drava Nehri aşıldı ve ordu Mohaç Ovası a yaklaşıldı. Macar ordusu, Osmanlı ordusunu karşılamak üzere, Mohaç ovasına ordugâh kurdu. Ordunun başında, Macaristan kralı II. Lajos vardı. Macar kralı, Erdel voyvodası János Szapolyaiye en kısa zamanda kendisine katılmasını bildirmişti. Fakat, 30.000 kişiyle yola çıkan Erdel voyvodasının, kralı kıskandığı için savaşa katılmaktan vazgeçtiği iddia edilmektedir. II. Lajos26 Ağustos a her iki taraf savaş için hazırlıklarını bitirmişti. Osmanlı ordusunun 5 bin kişiden oluşan öncü kuvvetinin başında Yahyapaşaoğlu Bâli Bey vardi. Onu Rumeli askerleri ve 150 top ile Sadrazam İbrahim Paşa takip ediyordu. Sadrazamın gerisinde de Anadolu askeri ve geri kalan toplarla Behram Paşa bulunuyordu. Daha sonra muhafızlar, yeniçeriler ve süvari alayları ile Türk ordularının başkumandanı Kanunî Sultan Süleyman geliyordu. Artçı vazifesi gören Bosna süvarisinin başında Hüsrev Bey vardı. Bu düzende Mohaça giren Türk ordusu, ovanın güneybatı yamaçlarını hâkimiyeti altına aldı. Kanuni Sultan Süleyman, çevreye gönderdiği akıncılarla, Macar ordusunun yardım almasını önledi. Gelişmesi [değiştir]Osmanlı ordusu, 28 Ağustos 1526da Mohaç ovasına geldi. Başta Kanunî, veziriâzam İbrahim Paşa olmak üzere ordunun bütün kumandanlarıyla, eski ve tecrübeli askerlerinin katıldığı bir savaş meclisi toplandı ve ertesi gün yapılacak savaşın planları tartışıldı. Bu meclise eski savaşları görmüş tecrübeli ve bilgili kumandanlar da çağrılmıştı. Bu tecrübeli kumandanlardan biri olan ve düşman kuvveti hakkında bilgisi bulunan Yahyapaşaoğlu Bâli Bey, birbirlerine zincirlerle bağlı zırhlı Macar süvarilerinin çok tehlikeli olduğunu ve kitle halinde saldırının sakıncalı olacağını, düşmanın yan ve gerilerine yapılacak saldırıların daha çok yarar sağlayacağını söyledi; teklifi, padişah ve mecliste hazır bulunanlarca kabul edildi. Hazırlanan plana göre ordu batıdaki tepelerin gerisinde hazırlanacaktı. Macar zırhlı süvarisinin hücumunu kırmak için bir topçu hattının kurulmasına da karar verildi. Düşmana hücum edilmeyip onun hücum etmesi beklenecek, düşman hücum edince de kıtalar hafifçe geriye ve yanlara kaydırılacaktı. Macarlar bütün kuvvetlerini merkeze yönelttikleri ve içeri girdikleri zaman, birden kanatlarına hücum edilecek ve o zamana kadar sol kanat açığında tutulacak süvari kıtaları ile düşmanın geriside çevrilerek imha edilecekti. Macar ordusunun planı ise şöyle idi: Muharebe, Nagynyárád ve Kölked köyleri arasındakı arazide olacaktı. Sol kanat Tunaya dayanacak, sağ kanat ise mümkün oldugu kadar uzatılacaktı. Birinci hat bütün gücüyle Osmanlı ordusunun merkezine atılacak ve Osmanlıların birinci hattı ne pahasına olursa olsun püskürtülecekti. Bundan sonra çekilmeye mecbur bırakılan Osmanlı kuvvetlerini zırhlı süvariler takip ederek ezecek, imha edecekti. Mohaç ovasının bir yanı bataklık Karasu bataklığı, öteki yanı tepelikti. Kanunî, ovanın en yüksek tepesini tutmuştu. Buraya daha sonra "Türk Tepesi" veya "Hünkar Tepesi" adı verilecekti. Osmanlı ordusu, Bâli Beyin teklifi üzerine, arka arkaya üç saf hâlinde düzene girdi. Ön safta veziriâzam İbrahim Paşa kumandasında Rumeli askeri, ikinci safta Behram Paşa kumandasında Anadolu askeri, üçüncü safta ise yeniçerilerle padişah bulunuyordu. Savaş planı gereğince, Macar saldırısı beklenecek, saldırılar Türk ordusunun merkezine yönelince, Türk kuvvetleri yanlara doğru açılarak, Macar süvarisini topların karşısında bırakacaktı. Macar ordusu, 29 Ağustos a saldırıya karar verdi. Günlerden beri şiddetlenip yavaşlayarak yağan yağmur o gün bir fırtına halini almıştı. Macarlar bu havada Türklerin savaşı başlatamayacaklarını düşündüler. Ama Bâli Beyin keşif kollarını görünce Türk ordusunun savaş için hazır duruma geçtiğini anladılar ve hemen çatışmaya hazır duruma geçtiler. Aynı gün 29 Ağustos Osmanlı ordusu topluca sabah namazı kıldı. Bu sırada düşman sancaklarının göründüğü haberi geldi. Bunun üzerine Kanunî kendi sancaklarını açtırdı, zırhlılarını giydi ve askere kısa, özlü bir hitapta bulundu ve dua etti. Süvariler duaya yeminleriyle karşılık verdiler. Veziriazam da kahramanlik göstereceklere büyük ödüller vaadetti ve ilk safta vurusmak üzere Rumeli askerinin basina geçti. Fakat saatler geçtigi halde çarpisma baslamiyordu. Kanunî, plan geregince önce düsmanin saldirmasini beklemekteydi. İkindi vakti Macar zırhlı süvarileri hızla ileri atıldılar, olanca güçleriyle Osmanlı birinci hattına yüklendiler ve Türk ordusunun içine girdiler. Bu andan itibaren Osmanlı planı titizlikle uygulandı: İbrahim Paşa kuvvetleri sağ ve sol kanada açılarak geriledi. Bu gerilemeyi bozgun zanneden Macar kralı II. Lajos, ikinci hattaki kuvvetlerini de hücuma geçirdi. Fakat Macar ordusu Rumeli askerinin yanlara çekilmesiyle karşılarına Anadolu askerinin çıktığını gördü. Bu hattı yarmaya basladiklari zaman ise yeniçerilerin direnişi ile karşılaşmış ve az sonra da topların menziline girmişlerdi. Yine plan gereğince Bâli ve Hüsrev beyler, akıncı birlikleriyle Macar ordusunu yandan çevirmeye başladılar. Aynı anda 300 top birden ateşlendi. Aynı zamanda sağa ve sola açılan Osmanlı piyadesi karşı hücuma geçmiş, Macar birliklerini çembere almıştı. Macar şövalyelerinden 32si, Osmanlı padişahını ölü veya diri ele geçirmek ve böylece zaferi kazanmak için harekete geçtiler ve Osmanlı ordusu merkezine kadar yaklastilar. Fakat Kanuni in bulundugu yere ancak üç tanesi ulasabildi. Kanuni bu üç sövalye ile tek başına mücadele ederek öldürdü. Bu arada kendisi de birçok darbe almıştı fakat üzerindeki zırh sayesinde hayatta kalabilmişti. Muharebenin başlamasından bir buçuk saat sonra Macar ordusu iki taraftan sarılmış durumdaydı. Kıskacı yarmaya çalıştıkları zaman başarısızlığa uğradılar ve bataklık tarafına sürüklendiler. Başkumandan Pál Tomori ve kral, Macar ordusunun yönetimini kaybetmiş durumdaydı. Osmanlı topları Macar ordusunun sağ ve sol kollarını karıştırdıktan sonra merkez birliklerini de dağıtmıştı. Bunlar takip edildi. Basta başkumandan Pál Tomori olmak üzere 25 bin Macar askeri öldürüldü. Kral II. Lajos ile birçok Macar asilzadesi ve kumandanı, Karasu bataklığında boğuldu. Sonuçları [değiştir]Çatışma sonrasında, savaşın kesin sonucu aksamdan evvel alinmis olmasina ragmen padisah, gece yarisina kadar kimsenin yerini terketmemesini tellallar aracılığı ile emretti. Ertesi gün 30 Ağustos erguvan renkli otağı hümayunda tahtına oturan padişah tebrikleri kabul etti. Kumandanlara derecelerine göre hediyeler dagitildi. Askerler ödüllendirildi. Savaş meydanı ölülerden temizlendi. İstanbul, Bursa, Şam, Kahire, Diyarbakir, Halep, Edirne, Eflak ve Boğdana zafernameler yazildi. Padisah annesi Hafsa Sultana bizzat yazdığı mektupla zaferini bildirdi. Kanunî 3 Eylüle kadar Mohaç a kaldi. 3 Eylülde yola çıkıldı ve 10 Eylülde Macaristanin baskenti Budin Buda sehrinin önüne gelindi. Başta kraliçe Maria olmak üzere soylular, devlet adamları ve Macar halk kaçtığı için, şehirde yalnızca Yahudiler kalmıştı. Yahudilerin başkanı Salamonun başında bulunduğu bir heyet, Foeldward kasabasında, Budin kalesinin anahtarlarını Kanunî Sultan Süleyman Hana teslim etti. Kanunî ertesi gün büyük bir törenle Budine girdi. Kanunî Budinde iken Osmanlı birlikleri Macaristanin geri kalan önemli kalelerini ele geçirdi. Kanuni Budinde on gün kaldıktan sonra Peşteye geçti. Buda ve Peşte 1873 yılında birleşerek Budapeşte adını almıştır. Daha sonra Kanunî Belgrad-Sofya ve Edirne Üzerinden İstanbula döndü. İki saat kadar süren Mohaç Muharebesi, Papalık tarafından o günkü Osmanlı akınlarına karşı son kalkan olarak görülen Macaristanın büyük bir kesiminin Osmanlı hakimiyeti altına girmesi açısından önemlidir. Bu savaş Osmanlı İmparatorluğu tarihindeki en kısa süren zaferdir. Bu şekilde, II. Viyana Kuşatması a kadar, Orta Avrupa ve Balkanlardaki Osmanlı varlığı yerleşiklik kazanmıştır. Muharebede Macar kralı II. Lajosun öldürülmesi üzerine Macar tahtı vârissiz kalmıştı. İstolni Belgradda Osmanlı döneminde İstolni Belgrad toplanan Macar dieti asiller meclisi Erdel voyvodası János Szapolyaiyi Macar kralı seçti. Macar asillerinin bir kısmının bu durumu kabullenmeyerek Habsburg hanedanından Avusturya arşidükü Ferdinandı kral seçmeleri, 1528de Szapolyai in Osmanlı Devletinden yardım istemesine neden olacak ve ilerleyen yıllarda yaşanacak olan Avusturya-Osmanlı savaşlarına ve I. Viyana Kuşatması a yol açacaktı.